Durup dururken bir anda canın
sıkılır bir bakarsın hiç birikimin olmamış bomboş yaşayıp gidiyorsun. Bütün dostların
arkadaşların anıların sen korumaya çalıştıkça yerden havalanan toz zerreleri
gibi sağa sola uçuşup senden uzaklaşmaya devam ediyor. Ben inanmıyorum ki bir
insan kendi hayatını özgürce kendi şekillendiriyor. Şöyle bir düşünelim
hayatımızda nelere en çok vakit ayırıyoruz? Öncelikle uyumaya çok boş vakit
bence günde 5-6 saat uyku gayet yeterli olmasına rağmen en az 10 saat o
yataktan çıkmayan insanlar olduk. Obezlik, tembellik bu işin yanında hediyesi. İyi
güzel tamam uykuyu bırakamıyoruz da sonrasında kalan vaktimizde en büyük dilimi
ne işgal ediyor iş güç. Geçim derdi herkes için büyük işkence ya bir iş için
yada iş bulmak için koşturup duruyorsun bütün gün. Zaten bu yüzden işin bitince
bir yatıyorsun ölmüşsün be arkadaş uyanmak ne kelime o yataktan sökemezler bile
seni. Canının iş yapacağını bilseler o denli yani iliği kemiği sömürüyorlar. İşten
de kaytarmak mümkün değil geri kalan bizim gibi duruyor ama artık günümüz ile o
da yavaş yavaş gidiyor. Medya çılgınlığı büyüyor her dakika ilgini çekecek bir
şeyler buluyorsun. İnternet televizyon radyo derken bir bakmışsın saat gecenin
üçü. Anlaşılan bize pek vakit yok işte bu yüzden ben inanmıyorum hayatımızı
kendimizin yaşadığına resmen hayatın gerçekleri bizi yönetiyor. Ya her şeyi
bırakıp gitmek gerekiyor yada oturup köle gibi devam etmek.
İnsanlık
değerlerimizi unuttuk anlaşılan bu kadar koşturmacanın içinde geçenlerde bir
arkadaşıma selam verdiğimde ne konuşacağımızı bulamayıp sustuk ve devam ettik.
Beynimin içinde sanki başka şeyler var o kadar meşgul ediyorlar ki ne cevap
vereceğim konusunda bile tereddüt ediyorum. İşte bende kafamın derli toplu
olduğu zamanlarda böyle unutmadan yazıyorum. Yazınca da rahatlıyorum. Konuyu
dağıtmadan devam edeyim; bazı insanlar var biraz daha durumu denk bizim
üzerimizden yaşayan yöneticiler idareciler sanki onlara muhtaçmışız gibi
bizleri kullanmasına göz yumuyoruz. Tüm insanlık olarak unutuyoruz ki biz
olmasak onlar olmaz yöneticiler olmasa insanlık yine de devam ederdi. Bir de
sürekli hak hukuk adaletten bahsedip dururlar. Peşkeş çekmeden dediklerini
yerine getirmeden onların gözünde yükten başka hiçbir anlam ifade etmezsiniz. Bütün
benliğimizi elimizde alıyorlar farkında bile değiliz. İnsanlar artık tek
koruyabildiğimiz değerimiz ailemizden bile bu hayat koşturmacasının gazına
gelip vazgeçiyoruz. Elde etmek istediğimiz ne acaba onu da bilmiyoruz tonlarca
para mı istiyoruz ama şunun farkında değiliz kapitalizm evet altında
çalıştığımız insanlar biz daha çok çalıştıkça daha çok kazanıyor ve seviye git
gide yükseliyor uçsuz bucaksız bir deniz. Sanıyoruz ki hepsi gidecek bir tek
biz kalacağız. Hayatın bir köşesinden yakalayarak özendiğimiz hayatları
yaşayacağız en büyük yalan.
Hayır her
şeyi bırakamayız ama bişeyleri değiştirebiliriz kendimize değer katabiliriz. Belki
bizler göremeyiz ama bizlerde sistemin kölesi olarak devam ederek bazı
gerçekleri gün yüzüne çıkarmak için sevmediğimiz ( bence o baştakilerde bu
konuda devam etmek zorunda kalıyorlar) yüksektekilerin yerine geçerek daha
yaşanılası bir hayat bırakabiliriz önümüzdekilere. İsyankar olmak hiçbir zaman
özüm değil kızıp bağırmakta, bir yarışta senin önündeki adama neler söylersen
söyle ne yaparsan yap hakkıyla geçmedikten sonra kazanamazsın aynen o misal
bizlerde daha ok çalışarak bir şeylerin önüne geçmeliyiz. Ama bilincimiz
yitirmeden bazı değerleri kaybetmeden yani elden ayaktan düşüp hala işe
koşturmaya çalışan daha iyi iş daha çok para diyen insanlardan olmadan bu yolda
en önde gelenlerden olmalıyız. Belki o zaman biraz daha tat alınır bu hayattan,
daha kolay olur ölmektense yaşamak.