Evet şimdi başlamasam yazmaya bir daha başlamayacaktım. Gecenin bir körü sabah
erken kalkma zorunluluğumu bile bile şimdi başlayayım dedim. Baştan söyleyeyim
çok ilginç şeyler bilmem, hatta çok şeyde bilmem bildiğimi sanırım. Normal sıradan
bir hayatım var ilginç şeyler veya olağan dışı şeyler yaşamıyorum ama yazmayı
istiyorum çünkü hep birilerine anlatmak isteyip de anlatamıyorsun böyle olunca
biraz daha rahat konuşuyorsun sınır tanıyan yok sıkılan yok (ben hariç). Hem böyle yazınca sadece dinlemek isteyen
dinlemiş olur.
Evet neden bir zamanlar bende çocuktum? Daha bu
genç yaşta kendi adıma söyleyeyim hep büyümek isterdim çocukken ama bilmiyordum
ki her geçen gün daha zormuş hep arkada kalanı özlüyormuşsun ve geri de
gelmiyormuş. Yorucu hayatta hep o güzel mutlu günlerimiz doğru düzgün
hatırlayamadığımız kaygısız olduğumuz anlar. Çocuktuk hiçbir şeye sahip olmadan
belki de dünyanın en mutlu insanı bizdik. Bütün olan bitenlerden habersiz ama
bir o kadar da her şey bizim için oluyormuş gibi, dünya bizim etrafımızda
dönüyormuş gibi. O günleri özlüyorum şimdi de hayatımın gerçekten güzel
olmasına karşın. Sevgilerin sevgi, mutluluğun mutluluk olduğu katkısız bütün
duyguların en saf masum halini yaşadığımız o anlara geri dönmeyi hepimiz
istiyoruz biliyorum. O yüzden bende bir zamanlar çocuktum.
Yazı yazmayı
sevdiğimi, bişeyler anlatmanın ben rahatlattığını fark ettiğim an aklıma gelen
ilk anlamlı cümleydi e ileride bir kitap yazarsam adının o olmasını istediğim
için o. Aklıma gelen her konuda yazmak her konuda konuşmak istiyorum. Uygun zaman
uygun yeri de bekleyemiyorum. Galiba biraz sabırsızımda… İşte artık yazacağım
konuşacağım illa dinleyenim olur.
Başlayalım
bakalım, başlayalım da görelim bakalım. Hep başkaları ister diye görev olduğu
için, ders olduğu için yazacak değiliz ya bazen de böyle istediği için yazmalı
insan ve bende yazıyorum.