Bende çok
sevebilirdim eğer bir izin verilseydi. Ama ne zaman ne birini bulabildim
yıllarca. Tam alışıyorum seviyorum derken o sıkılıyor bişeyler kopuyor, yada
tam o alışırken sevmeye başlarken karşılıksız benden birşeyler kopuyor bütün
köprüler yıkılıyor. Karşılıksız sevmekten bahsediyorum hiçbir şey düşünmeden
tam anlamıyla karşındakini anlayıp onda bir şey aramadan bir şey sormadan
neyini sevdiğini bile bilmeden saf katışıksız sevgiden. Hepimiz onu aramıyor muyuz
? ama bu gğne kadar kim sevildi karşılıksız kelimenin tam anlamıyla sevdi
vücudunun bütün zerrelerine kadar hissetti sevmeyi sevilmeyi içinizden bir ses
ben o değilim diyor. Neredeyse hepimiz aynı cevabı veriyoruz şu an birini
sevdiğimizi söylesek bile. Şimdi bir düşünün bakalım bu güne kadar sevdiğiniz
insana ne diye hitap ettiniz, onu mutlu
etmek için ne gibi iltifatlar ettiniz. Her kelimeniz onu yüceltmek onu daha çok
sevdiğinizi ona bir şekilde anlatmak neden sevdiğini katı sebepler ispatlar
göstererek ona anlatmaya çalışmak bunun için adeta yırtınmaktaydık ki sonunda
karşınızdaki size burun kıvırıp son durağa geldiğinizi haber verinceye kadar.
Hepimiz
sevgilimize çok güzelsin çok naziksin çok kibarsın senin en çok şuyunu
seviyorum diye bahsetmiş seni şundan daha çok şu kadar seviyorum diye belli
başlı kalıplara sığdırmaya çalışmışızdır. Acaba sizce bu sevgiyi gösterme
biçimimiz doğru mu, bir şey ölçülecekse onun bir birimi olmalı biz sevgimizi
gösterirken ölçütlere sokarken doğru birimimi kullandık. Sanki doğru olsaydı ve
biz doğruyu söylemiş olsaydık en azından şu an o kişi daha çok sevmek için
canla başla uğraşmaz en azından beraber okuyor olabilirdiniz bu yazıyı. Sevgi kalıplara
sığdıralamayacak birşeyle ölçüştürülemeyecek kadar farklı bir duygu algı anlam
karmaşası. Sevginin tarifi herkese göre farklı bir anlamla bir davranışla bir
düşünüşle örtüşüyor. Belkide bu yüzden doğru kişi kavramı vardır. O doğru
kişinin de sevgi anlam duygu düşüncesi sizinkiyle örtüştüğünde mantığın kaybolup
gardınızın düşmesiyle istemsiz süresiz bir rüyadasınız. Neden sevdiğinizi ne
adar sevdiğinizi neden sevmeye ihtiyacınız olduğunuzu bile bilmezsiniz her
dakika bir adım daha yakın ama her an bir o kadar uzak hissetmeyi hepimiz
istedik. Gittikçe eğlendiğimiz zevk aldığımız gerçekten sevdiğimiz sonsuz bir
yol düşünün. O yoldan çıkmayı hiç kimse istemez.
O söylediğimiz
yalandan iltifatları bir düşünelim acaba
sevgilimize neden diyoruz onlara, aradığımız istediğimiz, beklediğimiz her
noktayı ve onun üzerinde sevdiğimiz onu kabul etmenin sebeplerini ve ne kadar
kabul edilebilir olduğunu ona her dakika anlatma isteğimiz farkında olmadan
bunları yapmamız. Ben yaptım evet sürekli anlattım sürekli onun ne kadar iyi ne
kadar güzel olduğunu onu yanımda olduğu için beni desteklediği ıvır zıvır için
sevdiğimi anlattım. Yani resmen ben seni yalandan seveceğim seninde egonu
tatmin edeceğim sende bu beğendiğim özelliklerini bana kullandırtacaksın. Köleleştirmektir
bu sanki aradığımız sevgi kölesi bulmakmış gibi çoğu ilişkimiz bu yönde oluyor
ve sonunda köle işsiz sahip kölesiz ( her iki taraf içinde her ikisi de geçerli
oluyor aynı an aynı durumda) her iki insan da mutsuz kötü bir bitiş aynı
anlamsız başlangıç gibi.